Hatıranın Muhtevası
Öyle zamanlar geldi ki öyle çok özlemiş olduğunu farketmek sevdiğin kimseyi.. Bir an karşına çıkan fotoğrafa bakıp, hani hep derler ya film şeridi gibi geçer diye işte tam da öyle. O karenin içinde kıpırdar kimseler. Sen, sevdiğin... Geçirmiş olduğun o an yeniden canlanır o karede. Gözlerin ister istemez dolar, göz yaşı tüm bu duygulardan beslenip harmanlanmış göz pınarına dolmuştur yani... hiçbir insan gücü yoktur o an onun yanağından damla damla süzülmesini engelleyecek.
Tam da bunu söylediğim de böylesi duygusallığa kapılılan bir an gelir akla. O akşam aslında gözyaşını onun sana sakın ağlama deyişi sessizce ve samimi bakışı, dediğini tekrarlarcasına bakması ile teslim olmuş dışarı değil içine akmıştır. Tebessüm izlemiştir beraberinde... Evet birinde bu gücü görmüşsündür aslında . Hayatının kıyısında bulunmayandan.
Günler geçiyor , yağmurlar yağıyor, bir sonbahar daha bitmek üzere , her akşam üstü ezan sesinden önce kuşların gökyüzündeki heyacanlı süzülüşleri... Bunları devam ettirebilirim daha. Bir şey var bir türlü geçmiyor, geçer mi dersin..? Ne olduğunu sorarsan , cevabım şu olur :
Hatıralar... Bu bizden geçemedi... Hep böyleydi ki hatta çocukkende. Unutamaz kolayca. Her şeyi değil . Derin, mana yüklü Neşeli günleri. Bu sefer ya yalnızca alışacağız ya da kendine şunu tekrarlayıp her seferinde: "Sığ, mana yüksüz maskeli günlermiş onlar , kumsala yazılmış yazı misali suyun vuruşuyla silinip gitti. " diyebiliriz. Sonunda ve sonucunda buz kesmiş bir kalbe sahip oladabiliriz. Meçhule sürüklenircesine...
İnsanı en iyi kendisi bilir ya ve eşlik eder içimden bir ses : " Ben alışmayacağım. Buz kesmiş kalbe sahip olacağım ."
Demiştik ya o günler sözde "Derin mana yüklü neşeli günler" değil de "Sığ mana yüksüz maskeli günler" diye . Haklıyız.
Öyle ki unutulduk... unutma, unutulmak her insana dokunur. Bize de dokundu...
Derin mana yüklü neşeli günlerse eğer nerede Vefa..? Nerede Sevgi..? Yok. Yapma Parlak göz bunu kendine. Gözlerinde ki o parlaklık hiç solmasın derdi bir Dostum, yanımda olsa.
İnsan içinde yaşadığı koru hani içinde bir kendini yaka yaka yaşar ve dışarıdan hiç belli değildir. Zira bunu en yakını, en kıymetlisi, dünyam dediği o insan bile fark etmemiştir. İşte tüm bu duygu saçmalığını böyle yaşıyordu. Elhamdülillah çok büyük bir yardımcısı vardı. Rabbi... onun yardımıyla oluyordu bence , içindeki huzurun kaynağı ona sığınmak olmalıydı. Rabbiydi en büyük yardımcısı.
Kimi zaman unutursun bir insanı eminim. Hesap sorulur sana Zira kusura bakmaya dahi hakkı yoktur. Unutulmaya yüz tutan insanı unutulur , şaşakalırsın şahit olsan nasıl unutmuş olduğuna . Ya ne sanmıştın... arkandan göz yaşı dökülüp , ruhuna azap verileceğini mi ..? Hesabı sorulmaz mı bana ..?
İşte bu yüzdendir ki insan bu dünyaya asıl geliş gayesinden sapmamaya kendine söz vermeli. Huzuru doğru yerde bulup ruhunu beslemek. Zira yok olmaya yüz tutar ruhumuz.
Selam ve muhabbetle.
Comments
Post a Comment